ONUNCU KÖYE YOLCULUK


                                    Parlak yalanlar       

60 saniyede 15 yaş gençleşin... !!! 


Bu tür reklamlara inanıp medet umanlar zamanlarını kişisel hatalarını kapatmak, kişisel gelişimleri, yaşamsal paylaşım ,dostluk ve sevgi dolu geçirmeye çalışsalar çok daha mutlu olacaklarına inananlardanım. 


Avon, Oriflame ve benzeri markaların renkli, parlak kağıtlı kataloglarına ve kullandıkları cazip mankenlere özenip bir kavanoz kremin mucize yaratacağını düşünen çok kadınımız var ne yazık ki... Zamanla yarışmaktansa zamanla barışık yaşamak çok mu zor?


Özellikle yaz yaklaşırken kataloglardaki 90-60-90'lık mankenlere bakıp bilmem ne kadar para ödeyip aldıkları o selülit giderici !!! kremleri sürüp bir-iki ay içinde onlar gibi olacağını düşünen 42-46 beden öyle çok kadın var ki..


Evet, bakımlı olacaksın ama takıntılı olmayacaksın... 


M.Özdaş 
04.03.2012




İYİ OL FAKAT ÇOK İYİ OLMA

“İyi ol fakat çok iyi olma.
Birazcık huysuz ol fakat çok değil.
İçinden geliyorsa dua et.
Eğer sana rahatlık veriyorsa, arada bir küfür de et.
Etrafındakilere mümkün olduğunca dostça davran, müşfik ol.

Eğer bir gün kötü davranmanı gerektirecek bir durum karşısında kalırsan;
bağır çağır kır dök!
Her zaman ve her yerde eline geçen bütün saadeti yakala,
en ufak bir parçanın bile kaçmasına izin verme.

Yaşa; her şeyden önce yaşa ve sırf tesadüfen
bu dünyaya gelmiş olduğun için laf olsun diye günlerini geçirme.
Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan;
bütün kalbin ruhun ve bedeninle sev!

Hayatını o şekilde yaşa ki;
her an kendi elini sıkabilesin ve
her gün faydalı olan hiç olmazsa bir şey yap ki;
gecelerin yaklaşırken örtüleri üzerine çekip kendi kendine
“ben elimden geleni yaptım” diyebilesin.

Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.”

W. SHAKESPEARE

31.10.2011

***********************************************


Dar gelenler...

Doğrusunu isterseniz yaşam dar ayakkabıyla yürümektir.
Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş...
Kimi zaman bir mekan dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir çevre, kimi
zaman bir sokak, ya da bir şehir...
Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya
dönüşür.
Kimi zaman zamandır dar ayakkabı, geçmek bilmez.
Kimi zaman mutlu gözüken bir beraberliktir..
Kimi zaman zenginlik, kimi zaman başınızı koyduğunuz yastık...
Canınız yanar.
Topallaya topallaya gidersiniz.
Sonradan öğrendim yaşamın dar ayakkabıyla yürüme sanatı olduğunu... (Alıntı)
31.10.2011

****************************************************


YAŞAM VE SEÇİMLERİMİZ


Adamın biri bilge bir kral olmakla ün salmış kralın yanına gider. Krala şunu sorar:

 - "Efendim söyleyin bana hayatta özgürlük var mıdır?" Kral :

 - "Elbette" der, "Kaç bacağın var senin?". Adam soruya şaşırarak :

 - "İki efendim" der. Kral :

 - "Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin?"

 - "Elbette" diye cevap verir adam. Kral :

 - "O halde hangi bacağın üstünde duracağına karar ver".

 Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir.

 - "Tamam" der kral "Şimdi de öteki bacağını kaldır." Adam şaşırır :

 - "Bu imkansız kralım" der.

 - "Gördün mü?" der kral " Özgürlük budur. Sadece ilk kararı almakta özgürsün. Ondan sonrasında değil."


 Hayat gerçekten böyle. İlk kararı alıyorsun ve gerisi o ilk karara bağlı olarak gerçekleşiyor.Hayat hata kabul etmiyor. ilk kararın doğruysa işler yolunda gidiyor ama eğer yanlış bir karar aldıysan, herşey zincirleme yanlış gidiyor.


 Mesela mesleğini seçerken… Hasbelkader, iyi düşünmeden, yeteneklerinin farkında olmaksızın bir meslek seçtiğinde ömür boyu işini zorla yapmaya mahkum oluyorsun. İşinin başındayken başka bir iş yapmayı özlüyorsun. Ama biliyorsun ki; özgürlüğünü kullanmış ilk kararı vermişsin ve yeniden başlama cesaretin olmaz.


 Bazı insanlar vardır hayatta…Onlar ise herşeyi ardlarında bırakıp yeniden başlayacak kadar cesurdurlar. Ama sen onlardan biri olamıyorsun. Bunca emek bunca çalışmayı sanki çöpmüş gibi bir çırpıda atamıyorsun. Oysa göz ardı ettiğin bir şey var. Hayat çok kısa ve mutsuz olduğun işlerle zaman öldürmek aynı zamanda ruhunu öldürmekle eş anlamlı...


 Hayat kararlardan ibarettir ve kararlar birer kibrittir. Doğru yerde ateşlediğinde çorbanı kaynatacak ateş olur, yanlış yerde ateşlediğin de ise içinde bulunduğun evle birlikte seni de yakar.


 Hayat öyle basite alınacak bir oyun değildir. Oyunun kurallarını bilmen ve ona göre oynaman gerekir. Ama çoğu zaman oyunun kurallarını bilmek yetmez. Çok daha önemli olan başka bir şey vardır o da kendini bilmektir… Ne istediğini, neyin seni mutlu edeceğini ve kim olduğunu, neler yapabileceğini bilmek zorundasın. Ancak o zaman doğru kararlar verir ve mutlu bir hayata sahip olursun.


 Ve kararlar birer kibrittir… Ya kendini yakarsın ya da ısıtırsın…

 (Alıntı)
30.10.2011


ÖĞRENDİK Kİ ___ CAN YÜCEL


Öğrendik ki... Bir tek insanın bize ''iyi ki varsın'' demesi, var olduğumuz için mutlu olmamızı sağlar...

Öğrendik ki... Kibar olmak, haklı olmaktan daha önemlidir...

Öğrendik ki... Hayat şartları bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasa da hepimiz çılgınlıklarımızı paylaşacak birini arıyoruz...

Öğrendik ki... Bazen tek ihtiyacımız olan bir el ve bizi anlayacak bir yürektir...

Öğrendik ki... Parayla ''klas insan'' olunmuyor...

Öğrendik ki... Gün içinde başımıza gelen küçücük şeyler gün sonunda koca bir mutluluğa dönüşüyor....

Öğrendik ki... İnkar edip içimizde sakladığımız şeyler gerçekliğini kaybetmiyor...

Öğrendik ki... Biriyle dalaştığımızda tek başardığımız onun bize daha çok zarar vermesini sağlamaktır...

Öğrendik ki... Her yarayı saran zaman değil sevgidir...

Öğrendik ki... Çabuk olgunlaşmak için zeki insanlardan çevre edinmek gerekir...

Öğrendik ki... Karşılaştığımız herkes bir gülüşümüzü hak eder...

Öğrendik ki... Hiç kimse mükemmel değildir...

Öğrendik ki... Hayat zorludur ama biz daha zorluyuz...

Öğrendik ki... Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yoludur...

Öğrendik ki... Hepimiz zirvede olmak istesek de asıl keyif oraya tırmanırken yaşadıklarımızdır...

Öğrendik ki... Zamanımız ne kadar azsa yapacak işler o kadar çoktur...

Öğrendik ki... BİRİNİ NE KADAR ÇOK SEVERSEK HAYAT ONU BİZDEN O KADAR ÇABUK ALIYOR...

CAN YUCEL






AŞKIN KANUNUNU YAZDIM YENİDEN ( MEHMET COŞKUNDENİZ'İN 03.07.2010 TARİHLİ YAZISI)


Aşkın kanununu yazdım yeniden

03 Temmuz 2010


1- Herkesin aşık olma hakkı vardır ancak hiç kimse aşık olmaya zorlanamaz.

2- Aşk tek taraflı bir iradedir. Bir kişinin aşık olması için karşılık görmesi şart değildir. Buna ‘karşılıksız aşk’ denir.

3- Aşkın karşılıklı olduğu durumlara ‘ilişki’ adı verilir.

4- İmkansız aşk yoktur. Kendisine ‘aşık’ süsü vermiş sahtekarlar vardır.

5- Aşkın sürebilmesi için her iki tarafın da aynı oranda çaba göstermesi şarttır.

6- Taraflardan sadece biri çaba gösterip diğeri göstermiyorsa o aşkın ömrü uzun değildir.

7- Bir kişinin aşık olduğunu anlayabilmesi için fiziksel ve ruhsal değişimleri gözlemlemesi yeterlidir.

8- Aşık olan kişi, ‘maşuk’unu gördüğünde dizleri titrer, elleri terler, kalp atışı hızlanır, heyecan duyar, çok enerjiktir. Görmediğinde sürekli özler, birlikte olmayı hayal eder, onun için endişe duyar, iştahtan kesilir, gereksiz şekilde ağlar ya da güler.

9- İnsan ancak tanımadığı kişiye aşık olur. Tanıdıkça sever ya da sevmez. Birbirlerinin her şeyini bilen dostlar arasında çok iyi ilişki olur ama tutkulu aşk yaşanmaz.

10- Aşkın ‘hormon’ dönemi mutlaka biter. Bu dönemin süresi kişiden kişiye değişir.

11- Hormonlar aynı oranda salgılanmasa da aşkı canlı tutmak mümkündür. Bunun için 5’inci maddenin uygulanması gerekir.

12- Aşk, yazılı ya da sözlü olarak bir kez beyan edildikten sonra taraflardan birinin ‘Bitti’ dediği güne kadar geçerliliğini korur.

13- Taraflardan birinin ‘Bitti’ demesi onu bağlar. Diğerinin aşkı devam ediyorsa 2’nci madde devreye girer.

14- Taraflar birbirlerine sadık olmak ve aşkın sorumluluğunu taşımak zorundadır. Sadakatsizlik ya da sorumsuzluk diğer tarafa aşkı sona erdirme hakkı verir.

15- Affetmek aşkta tamamen kişisel tercihtir. Kimin neyi affedeceği tamamen kendi iradesine bağlıdır. Ne affeden kişi kınanabilir ne de affetmeyen.

16- Aynı anda iki kişiye aşık olunamaz. Aynı anda iki kişiyle ilgileniyorsa bu, ikisine de aşık olunmadığını gösterir.

17- Sekssiz aşk olmaz, aşksız seks olur.

18- Seksin devreye girmediği ya da en azından sevgilinin arzulanmadığı durumlara ‘platonik aşk’ denir.

19- İnternette aşık olunmaz, sadece tanışılır, merak edilir. Aşk internette tanışan kişilerin yüz yüze geldiklerinde başlar ya da başlamaz.

20- Evlilik ve aşk başka başka kavramlardır. Her aşık olunanla evlenilmez. Her evlilikte de aşk yoktur.

21-İdeal evlilik, önce aşık olunan, sonra tanıdıkça sevilen ve olduğu gibi kabul edilen kişiyle yapılan evliliktir.

22- Mantık evliliği tehlikelidir. Eşine aşık olmadan evlenen ya da aşkı en az bir kez tatmamış kişilerin evliliğinde aşk potansiyel tehlikedir.

23- Aşk hep zamansız gelir ve reddedilemez.

24- Aşk nasıl üst seviyede mutluluk veriyorsa aynı oranda acı da verir. Aşkın acısı yaşanmadan bitmez.

25- Aşkta ‘unutmak’ diye bir şey sözkonusu değildir. Kişi sadece ‘onsuzluğa’ alışır.

( MEHMET COŞKUNDENİZ)