KİŞİSEL GELİŞİM


Tanrı size istediğiniz insanları değil ihtiyacınız olan insanları verir.

Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek (acı verecek), sizi terkedecek, sizi sevecek ve olmanız gereken kişi olabilmenizi sağlayacaktır.

04.03.2012


YAŞAM İÇİN 13 İFADE 

1- Seni sen olduğun için değil, senin yanında olduğum zaman, ben olduğum için seviyorum. 

2- Hiç kimse senin gözyaşlarını hak etmez, onu hak eden seni asla ağlatmayacak olandır.

3- Birinin seni senin istediğin gibi sevmemesi, onun seni tüm varlığıyla sevmediği anlamına gelmez.

4- Gerçek dost, elini tuttuğunda kalbine de dokunandır. 

5- Birini özlemenin en kötü yolu, yan yana oturduğun halde onu hiçbir zaman elde edemeyeceğini bilmendir. 

6- Üzüntülü olduğun zamanlarda bile gülümsemeyi asla bırakma, biri gülümsemene aşık olabilir.

7- Bu dünyada bir insan olabilirsin ama birisi için bir dünya olabilirsin.

8- Zamanını seninle geçirmekle ilgilenmeyen biriyle zamanını harcama. 

9- Belki de Allah doğru kişi ile karşılaşmadan önce yanlış insanlarla karşılaşmamızı istemiştir. Minnet duygusunu böyle tadacağız. 

10-Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse.

11- Seni kıracak insanlar her zaman olacaktır, öyleyse güvenmeye ihtiyacın var, sadece dikkatli ol.

12- Daha iyi bir insan ol ve yeni bir insanla karşılaşmadan o kişinin de senin kim olduğunu bildiğini ümit etmeden önce kendinin kim olduğunu bildiğinden emin ol.

13- Çok fazla uğraşma, en iyi şeyler ummadığın zamanlarda olur. 


“OLAN HERŞEYİN ARKASINDA BİR SEBEP VARDIR.” 

  HİÇBİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR.
04.12.2011

*******************************************************



ÜMİTLİ KURBAĞA

Bir kurbağa sürüsü ormanda yürürken, içlerinden ikisi bir çukura düştü. Diğer bütün kurbağalar çukurun etrafında toplandılar. Çukur bir hayli derindi ve arkadaşlarının zıplayıp dışarı çıkması mümkün gözükmüyordu. Yukarıdaki kurbağalar, boşuna çabalamamalarını söylediler arkadaşlarına: “Çukur çok derin. Dışarı çıkmanız imkânsız.”

Ancak, çukura düşen kurbağalar onların söylediklerine aldırmayıp çukurdan çıkmak için mücadeleye devam ettiler. Yukarıdakiler ise hâlâ boşuna çırpınıp durmamalarını, ölümün onlar için kurtuluş olduğunu söylüyorlardı. Sonunda kurbağalardan birisi söylenenlerden etkilendi ve mücadeleyi bıraktı. Diğeri ise çabalamaya devam etti. Yukarıdakiler de, çırpınıp durarak daha çok acı çektiğini söylemeyi sürdürdüler.

Ne var ki, çukurdaki kurbağa son bir hamle daha yaptı, bu kez daha yükseğe sıçramayı başardı ve çukurdan çıktı. Çünkü, bu kurbağa sağırdı. O yüzden, arkadaşlarının ümit kırıcı sözlerine kulak asmamıştı…

Paul Estridge
31.10.2011

*************************************************************


ÖNCE YÜREĞİNİ AÇ

Bana ellerini değil, önce yüreğini aç.
İmkânlarını değil, samimiyetini istiyorum.
Gülümsemelerinin ardındaki niyetin niteliği
Beni daha çok ilgilendiriyor.
Bana dışardan nasıl göründüğün değil,
İçerden, yürekten neler hissettiğin mühim görünüyor.
Bir bakış, bir yöneliş, bir dokunuş basit mi geliyor sana?
Sakın ha!
Bazen alçalışının bazen de zirvelere sıçrayışının resmidir o anlar…
Belki de bazen yüreğinden kayıp gelen
O şefkatin damlasıdır seni kurtaracak olan.

Bir nisan kelebeği gibi
Belki de iyi niyet kanatlarına yazılmıştır
Sonsuzluğun eşsiz güzelliği.
Belki de limana yanaşan bir iyilik yelkenlisinin
Yelkenlerine doldurduğu en güzel dualarıdır
Onu bekleyenlerine yaklaştıran.

Bir bakış hiçbir zaman küçük değildir.
Bir dokunuş hiç, ama hiç basit değildir.
Bir yöneliş, bir meyil hiçbir zaman küçümsenmemelidir
İçinde sevgiliye yaklaşma niyeti varsa eğer…

******************************************

( Alıntı ) 

ÖNCE KENDİNİ SEV VE KENDİNLE BARIŞ

Kimse sana yakıştırmasa da, yana tara saçlarını.
Tak o kocaman tokayı.
Gitme kendi hayatında yaşarken.
Ne varsa elinde avucunda hayata dair,
Yaşa sonuna kadar.
Kim ne düşünür, ne der; boş ver.
Bu senin hayatın, tıpkı senin gibi.
İstediğin gibi şekil ver, evir çevir.
Her gününü bir renge boya.
Geceleri hep siyah mı olmalı?
Belki sende pembedir, kime ne?
Renklerine sahip çık.
Siyahı da beyazı da giydirebilmelisin yaşamına.
Taviz verme asla tek bir bakışından,
Geri getiremeyeceğin bir tek anından.
Seni gerçek sevenler bu duraktadır zaten.
Duruşun prensiplerin seni adam edendir.
Ya da yolgeçen hanı herhangi bir adam.
Kendin gibi kokmalısın ağır parfüm kokularına yenilmeden.
Gözlerin senin gibi bakmalı, manalı, ya da şımarık.
Dillerin senin gibi söylemeli.
Üşüdüğünde yüreğin, titremeli kirpiklerin,
Belki ağlarsın da, kime ne?
Sırılsıklam olsan da öylece dosdoğru adam gibi ıslanmalısın.
Yalancı dostların ışığı seni yanıltmasın.
Kendi yolunu kendin çiz.
Kim ne düşünürse düşünsün,
Diken de senin gülü de, kime ne?
Yalan uydurmadan, içten kendin gibi gülmeyi dene.
Kocaman at kahkahanı, belki sondur kim bilir, saklama.
Ne kadar sebep varsa bu gün hepsi senin için.
Sevebildiğin kadar sev; korkma! O sensin.
Doğan her güneş senin için doğsun bu gün.
Her sabah önce senin yatağına düşsün ışıkları, seni ısıtsın.
Radyoda en sevdiğin şarkılar çalsın bu gün,
Hüzünlü ya da neşeli, ama senin şarkıların.
Saklandığı yerden çıksın utanmaların.
Ayağa kalk, elini yüzünü düzelt,
Aynaya bak ve bu odadan sen gibi çık.
Hayat sana ne getirirse getirsin senden vazgeçme.
Çünkü o sensin ve çok kıymetlisin.
Ne olursa olsun şunu kendine düstur edin:
Önce sen kendini sev ve kendinle barış…
( ALINTI )



ÖNCE KENDİNİ SEV




Kimi istersen onu seç 
Ama önce kendini seç !
kendin için yasa, kendin için sev, kendin için aşık ol. 
Kendini beğen ve kendini dinle her zaman.
Ancak o zaman bulabilirsin mutluluğun formülünü.
Düşün ki çok seviyorsun dans etmeyi.
Ruhunu doyuruyorsun ve hayatının vazgeçilmezleri arasında. 

Öyleyse dans et, durma. 
Kimsenin seni engellemesine izin verme.
Sırf başkaları mutlu olacak diye oturma sandalyeye.
Kalk ve ilerle pistin ortasına, sonra yorulana dek dans et.
" Ne derler"diye düşünme. Bırak konuşsunlar. 

Sen mutlu olacaksın ya gerisinin önemi yok!
Kendini yollara mı vurmak istiyorsun, bin ilk otobüse.
Nereye gittiğine bile bakma. Çık yola.
Bir haber ver yeter. Nereye gittiğini soranlara "kendime gidiyorum"de.
Kes dünyayla iletişimini no'lur? 


Bir mola yerinde pilav üstü kuru yerken alacağın tadı düşün.
Kayboluşlar insana kendini buldurur bazen.
Geride kalanları unutma elbette ama onlar da beklemeyi bilsinler.
Çok mu beğendin vitrindeki giysiyi, al o zaman.
Çok mini, çok frapan çok renkli, çok sakil mi diyecekler bırak desinler. 


Sen kendine yakıştırıyorsun ya bu yeter.
" Bu da nereden çıktı diyenlere "kendim için, kendime aldım" deyiver gitsin.
Korkma iç bu gece. Sarhoş olmak istiyorsan ol. 
Bul şişelerin dibini. Kim kötü düşünürse düşünsün.
İç ve başla şarkı söylemeye.
Bağıra, çağıra söyle hem de. Sen eğleniyorsun ya ...
Kendi besteni kendin yap. Kendi sözünü kendin yaz, söyle. 


 "Bu şarkı da nereden çıktı" diyenlere "kendime yazdım"de. "
Kendim icin söylüyorum"de....
Ne yaparsan, kendin için yap, kendini eğlendir önce.
Sen mutlu ol ki; senin mutluluğun başkalarını da mutlu etsin.
Mutsuzken kimseyi mutlu edemezsin unutma!
Ve sakin herkesi birden mutlu etmeye çalışma. Çünkü olmazlar. 

SEN MUTLUYSAN BU HERKESE YETER....! ( ALINTI)







KIZ VE ERKEK ÇOCUKLARINIZA ÖĞRETİN !!!


Kızlarınızı iyi yetiştirin.
Kendi kendilerine yetmeyi öğretin.

Namuslu olmanın yürekten geçtiğini öğretin.
Evden çıkar çıkmaz ilk köşede
Eteğinin boyunu kısaltmasına gerek olmadığını öğretin.
İstediğini giymeyi öğretin.

İnsanın ahlakının sadece kendi beyninde olduğunu öğretin.
Kıskanılmanın sevilmeyle aynı olmadığını öğretin.
Kıskanılmanın güzel, saygısızlığın kötü olduğunu öğretin.

Beni çok kıskanır, dışarı çıkarmaz,
Şunu bunu giydirmez diyen adamla
Gurur duymamayı
Bunun aslında kendine hakaret olduğunu öğretin.

Arayıp neredesin ; kiminlesin vs. diyen adama
‘’ Seni tanımadan önce nasıl davranacağımı bilmiyor muydum,
Haddini bil ! ‘’ demeyi öğretin.

Eşlerini aldatan erkeklerin yanındaki ikinci kadın olmamayı öğretin.


Oğullarınızı iyi yetiştirin.
Karşı cinse saygı duymayı öğretin.

Gece yarısı evine dönen kadının "aranmadığını" öğretin.
Bir kadının omzuna arkadaş olarak da sarılabileceğini öğretin.

Dokunmaktan korkmamasını öğretin.
Sevmenin değer verme olduğunu öğretin.

Sahip çıkmayla sahibi olmanın farklı olduğunu öğretin.
Bulunmaz Hint kumaşı olmadıklarını;
Olsalar bile burun silinen mendillerin de kumaştan yapıldığını;
Hiç kimseyi küçük görmemeyi öğretin.

Ama bunları önce kendi içinizdeki çocuğa öğretin… ( alıntı)








YAŞAMI ERTELEMEYİN




Yaşamı Ertelemeyin....

 Ben en özel en güzel eşyalarımı kendim için, hiç bekletmeden kullanırım.
 Siz de öyle yapın.

 Çünkü yarın hayatda olmayabiliriz.
 Ya da sevdiğinizi söyleyeceğiniz kimse olmayabilir.

Hani gardrobunuzda küflenen o en sevdiğiniz elbiseniz var ya,
o çok özel gün için beklettiğiniz, giymelere kıyamadığınız o alımlı tuvalet, o cakalı takım, o göz alıcı kazak...

Bugün giyin onu!...
Beklediğiniz o güzel gün hiç gelmeyebilir çünkü..

Değerli misafirleriniz için sakladığınız çay takımlarınızı çıkartın dolaptan;
en yakınlarınızla için çayınızı; kimseniz yoksa kendiniz çıkarın hoş bir takımdan çay yudumlamanın doyumsuz keyfini...

Haydi, açın, nicedir kapalı duran misafir odanızın kapısını.
Yıpranır diye korktuğunuz koltuklara serilin gönlünüzce.

Çalın, çalmak için önemli! bir konuk beklediğiniz eski plakları bu gece...
 Çalmaya vesile beklerken salonda ki büfede yıllandırdığınız şarabı geciktirmeden açın ve kana kana için.

Sakladığınıza değecek biri hiç gelmeyebilir; sizden değerlisi bulunamayabilir.
Çimlerle buluşmak için düzgün havayı, kırda öpüşmek için doğru sevdayı beklemeyin.

Hep ertelediğiniz pikniğin günü bugün... "Haftaya giderim" dediklerinizi ziyarete gidin acilen.
Haftaya orada olmayabilirler.

Babanızın elini öpecekseniz, oğlunuzu lunaparka götürecekseniz, aşkınızı ilan edecekseniz;...
şimdi yapın!Ve, ne olur, söylemek için özel bir an beklediğiniz o sihirli sözcükleri hemen söyleyin sevdiğinize.

Söylemeye niyetlendiğinizde çok geç olabilir.
Daha kaç bahar olacak ki hayatınızda?


Yaşamı ertelemeyin, beklediğiniz "o gün" işte "Bugün!"

 Can Dündar

27.10.2011