Herkesi bekleyen köy, onuncu köy... Ben de gidiyorum, yoldayım... Burdan öte kaç köy olursa olsun onlara da gönderilirsem seve seve giderim... :) Yalandan kocaman şatolar içine hapsetmişiz insanlığı çıkıp gitse doğru bir dünyaya, yolunu şaşıracak... __Mşrf (Bu blogda yayınlanan altında ismim olan Şiir ve Yazılar 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanununa göre tüm hakları ile Müşerref ÖZDAŞ'a aittir.İzinsiz alıntı yapmak ve yayınlamak yasaktır)
4 Aralık 2013 Çarşamba
1 Aralık 2013 Pazar
26 Kasım 2013 Salı
Gece koşarken sabaha
Gece koşarken güneşin peşinden
Saatler tiktaklarla eşlik ediyor
Bebekler doğmayı beklerken
Hastalar ölüme aday.
Uyuyup uyanmasak mesela
Göz açıp kapamak kadar belki
koca bir hayat. __Msrf
25 Kasım 2013 Pazartesi
Bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
"seher yeli eser yırtar eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
kopup dallarından toprak olmadalar her gün"
"bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe
aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte"
"bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim
gezecek, bizim toprağın yeşilliğince"
Ömer HAYYAM
Suları soğuk pınar
Suları soğuk pınar,
Sulan soğuk pınar,
Ateşten dudaklarını
Göğsüne koydu da yâr
Sen neden ısınmadın
Sen neden ısınmadın?
NAZIM HİKMET
24 Kasım 2013 Pazar
Alnımızda bilgilerden bir çelenk
ÖĞRETMEN MARŞI
Alnımızda bilgilerden bir çelenk
Nura doğru can atan Türk genciyiz
Yeryüzünde yoktur olmaz Türk’e denk
Korku bilmez soyumuz
Şanlı yurdum her bucağın şenle dolsun
Yurdum seni yüceltmeye andlar olsun
Candan açtık cehle karşı bir savaş
Ey bu yolda and içen genç arkadaş
Öğren öğret hakkı hakka gürle coş
Durma durma koş.
Şanlı yurdum her bucağın şenle dolsun
Yurdum seni yüceltmeye andlar olsun
Cevat Memduh ALTAR
23 Kasım 2013 Cumartesi
19 Kasım 2013 Salı
Patatesli tuzlu kek
Mutfakların kurtarıcısı patatesi böyle denediniz mi bilmem ama çay saatlerine, kahvaltılara çok yakışan bir lezzet. Denemeniz tavsiyemdir. Nette birçok tarif var, her yemekte olduğu gibi bunda da kendime göre eklemeler çıkarmalar yaptım. Denemek isteyenler için tarifi şöyle:
Malzemeler:
1-Orta boy 3 patates
2- 3 yumurta
3- Bir su bardağı yoğurt
4- Yarım su bardağı çiçek yağı ( Daha az yağlı olmasını isteyenler bir çay bardağı yağ ve bir çay bardağı su kullanabilirler)
5- Küçük bir kase ezilmiş beyaz peynir
6- Birkaç minik doğranmış sosis
7- 1.5 su bardağı un
8-Maydanoz ve dereotu ( sadece biri veya varsa ikisini de kullanabilirsiniz. Özellikle dereotu çok yakışıyor).
9- Bir çay kaşığı kuru nane( tercihinize göre artırabilirsiniz)
10- Bir çay kaşığı pul biber( Acı seviyorsanız acı olabilir, miktarını az artırabilirsiniz).
Yapılışı:
Kek yapar gibi tüm ( sosis ve patates hariç) malzemeler karıştırılır, en son minik doğranmış patatesler ve sosisler eklenerek karıştırmaya devam edilir. Çok akıcı olmayan bir kıvam elde edilecek sonuçta. Verdiğim malzemeler bunu sağlıyor. Karıştırma işlemi bitince kullanacağınız tepsi yağlanıp unlanarak içine boşaltılır. Üstü arzu ederseniz susam veya çörek otu ile süslenerek önceden ısıtılmış fırına sürülür. ( Orta kata)
200 derecede alt ve üst açık durumda iken 40-45 dakika pişirmek yetiyor. ( Sizin fırınınızın durumuna göre değişebilir bu süre. Pişip pişmediğini anlamak için bıçak veya kürdanla kontrol edilebilir).
Afiyet olsun.
M.Özdaş
Malzemeler:
1-Orta boy 3 patates
2- 3 yumurta
3- Bir su bardağı yoğurt
4- Yarım su bardağı çiçek yağı ( Daha az yağlı olmasını isteyenler bir çay bardağı yağ ve bir çay bardağı su kullanabilirler)
5- Küçük bir kase ezilmiş beyaz peynir
6- Birkaç minik doğranmış sosis
7- 1.5 su bardağı un
8-Maydanoz ve dereotu ( sadece biri veya varsa ikisini de kullanabilirsiniz. Özellikle dereotu çok yakışıyor).
9- Bir çay kaşığı kuru nane( tercihinize göre artırabilirsiniz)
10- Bir çay kaşığı pul biber( Acı seviyorsanız acı olabilir, miktarını az artırabilirsiniz).
Yapılışı:
Kek yapar gibi tüm ( sosis ve patates hariç) malzemeler karıştırılır, en son minik doğranmış patatesler ve sosisler eklenerek karıştırmaya devam edilir. Çok akıcı olmayan bir kıvam elde edilecek sonuçta. Verdiğim malzemeler bunu sağlıyor. Karıştırma işlemi bitince kullanacağınız tepsi yağlanıp unlanarak içine boşaltılır. Üstü arzu ederseniz susam veya çörek otu ile süslenerek önceden ısıtılmış fırına sürülür. ( Orta kata)
200 derecede alt ve üst açık durumda iken 40-45 dakika pişirmek yetiyor. ( Sizin fırınınızın durumuna göre değişebilir bu süre. Pişip pişmediğini anlamak için bıçak veya kürdanla kontrol edilebilir).
Afiyet olsun.
M.Özdaş
Beyaz peynir yerine çökelek de kullanılabilir ancak, peynir tadı daha hoş oluyor.
Veee... final :)
Ben ılık yemeyi tercih ediyorum.
İçinde patates olduğu için fazla yapmayıp o gün içinde tüketilmesi daha yerinde olur. Ertesi güne kalırsa da çok kısa süre ızgara üzerinde hafif ısıtıldığında lezzetinden kayıp vermediğini hatırlatayım.
Yanında iyi demlenmiş çay ve sevilenlerle birlikte damaklarda da yüreklerde de hoş bir tat bırakıyor.
Deneyin, tavsiyemdir.
27 Ekim 2013 Pazar
26 Ekim 2013 Cumartesi
1 Ekim 2013 Salı
Ben umudum!
Dört mum yavaşça yanıyordu.
Ortam çok yumuşaktı ve konuştukları duyuluyordu.
ilki söyledi;
BEN BARIŞIM
"Artık kimse benim yanık kalmamı sağlamıyor,sanıyorum söneceğim"
alevi hızla azaldı ve bütünüyle söndü.
ikincisi söyledi;
BEN İNANCIM
''Neredeyse herkes benim artık gerekli olmadığımı düşünüyor o nedenle daha fazla yanık kalmama hiç gerek yok'' konuşmayı bitirdiği zaman,bir rüzgar hafifçe esti ve onu söndürdü.
Üçüncü mum üzgünce sırası gelince konuştu
BEN SEVGİYİM
''Yanık kalmak için artık gücüm kalmadı.İnsanlar beni bir kenara bıraktı ve önemimi anlamadı.Kendilerine en yakın olanları bile sevmeyi unuttular'' Ve hiç zaman yitirmeden söndü.
ANSIZIN
Bir çocuk odaya girer ve üç mumun yanmadığını görür.''Neden yanmıyorsunuz sizin sonuna kadar yanmanız gerekir''bunu söyleyerek çocuk ağlamaya başlar.
ARDINDAN DÖRDÜNCÜ MUM SÖYLER
''Korkma ben hala yanıkken diğer mumları yeniden yakabiliriz.
BEN UMUDUM!
(Alıntı)
22 Eylül 2013 Pazar
Senin Korkularını Benim İnceliğimi
Yıldızlara baktırdım, fallara çıkmıyorsun
|
20 Eylül 2013 Cuma
Her mevsim içimden gelir geçersin
Her mevsim içimden gelir geçersin Sen vefâsız yolcu kalbim virân edersin Merhabâ demeden elvedâ dersin Sen vefâsız yolcu kalbim virân edersin Beste: Semahât Özdenses Güfte: Hüseyin Hüseyin Çolak Makâm: Uşşâk Usûl: Düyek Düzenleme: M.Özdaş Flash : By Gizem ( Zuhutaga) |
18 Eylül 2013 Çarşamba
17 Eylül 2013 Salı
Güven: Anahtar kelime
|
15 Eylül 2013 Pazar
11 Eylül 2013 Çarşamba
Umut olmak, moral bulmak
Eski bir dosttur, değeri büyüktür, epeydir aramamış görüşmemişsinizdir.
Bir merhaba demek için, doğum gününü kutlamak için, neşeli bir sesle arar, karşınızdakine
-" Merhaba, nasılsın? " diye sorarsınız
-"İyi olmaya çalışıyorum, işe başladım yeniden" diye cevaplar, afallarsınız...
-Bir şey mi oldu ki! ?
- Evet, yaklaşık bir ay kadar önce kalp krizi geçirdim, anjiyo oldum, stent takıldı, birkaç gün hastanede kaldım, bir ay kadar oldu...
- Neşeli sesiniz söner birden...
Pamuk ipliği ile hayata bağlı olduğunuzu hatırlarsınız birden.
...
İşte o gün aradığımda karşımda duyduğum sesi duyamayabilir, bu değerli dostumun yüzünü bir daha göremeyebilirdim.
Hüzünlendim birden.
Bir varmışız bir yokmuşuz.
Daha önce yitirdiğim, özlediğim dostlar, akrabalar, babam aklıma geldi...
Vardılar ama şimdi yoklar.
Dün de bu değerli bir dostumun evine ziyarete gittim. Akşamüstü idi gittiğimde. Zaman geçiyordu sohbetle, hanımı mutfağa girmişti, biz de balkonda sohbete, birbirimize takılmaya, şakalaşmaya, hayatı ti'ye almaya devam ediyorduk, arada mutfakta çalışmasını da izlediğimiz eşine de takılıp güldürerek. Yavaş yavaş hava kararmıştı, mutfaktan iştah açıcı, mide salgılarımıza pik yaptıran nefis kokular yayılmaya başlamıştı, bana kimse kal demedi ama belliydi, yemeğe kalacaktım, teklife gerek yoktu aramızda. Bizim dostluğumuz böyleydi. Ilık bir eylül akşamında, bundan 22 yıl önce, 9-10 aylık bebekken kucağımda fotoğrafları olan, şu an arslan gibi üniversite son sınıftaki oğlu ile birlikte yemeğimizi yedik, çaylarımızı içtik...
Güzeldi, yanında huzur bulduğunuz dostlarınızla zamanınızı , sevinçlerinizi, üzüntülerinizi, kaygılarınızı, umutlarınızı, hüzünlerinizi paylaşmak. Yeniden görüşmek üzere ayrıldık ilerleyen saatlerde.
Bugün öğleye doğru gelen telefon şöyleydi: '' Teşekkür ederim, iyi ki geldin dün, bana çok iyi bir moral oldu... ''
Bunları duymak güzeldi. Birine umut olmak, moral olmak, birkaç saat de olsa hüzünleriní, kaygılarını unutturabilmiş olmak, gülümsemesine sebep olmak güzeldi...
Allah hiçbir dostumuzun, sevdiğimizin acı, kötü haberini aldırmasın. Günleriniz, huzur, mutluluk içinde geçsin. __Msrf
10 Eylül 2013 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)